Anaokulu gÖrüntüleri
Ocak 25th, 2012
Barışın 2011 senesindeki anaokulu gÖrüntüleri
Biz çamaşırlarımızı yıkarken sabun tozu kullanıyorduk uzun süredir. Ama daha iyisi varmış deneyeceğim bunuda. Tarifi aşağıda.
Erkan Şamcı, çamaşır deterjanı tarifi
Rendelediğimiz sabunu 1 litre sucak suyun içine katarak eritiyoruz.  Eriyince çamaşır sodasını ve  Boraksı katıyoruz.  Soğuduktan sonra eğer katılaşırsa biraz daha su eklenebilir. Her yıkamada 1 bardak koyarak yıkama yapılır.
Yaptım, denedim, oldu. Hem de süper oldu. Hem elde yıkama için hem de makine için bulaşık deterjanı yaptım. İçeriği tamamen doğal. Â Diğer deterjanların aksine doğaya ve bize hiç bir zararı yok. Makine için olanın toplam maliyeti 10 lirayı geçmedi. Ekonomik de yani :))
Merak edenler aşağıdaki linkten sabah programını izleyebilirler.
GÃœLBEN – Erkan Şamcı – Bulaşık makinesi deterjanı yapımı
Yazılı tarifler ise şÖyle
Bulaşık makinesi detarjanı
Plastik bir kapta hepsini karıştırıyoruz,ancak burada size bir püf noktası sÖyliyeyim,hepsini birden karıştırırsanız topaklanma yapar,Önce tuz ve yağları iyice karıştırın ardından diğerlerini ekleyin. Yıkama başına 1 çorba kaşığı deterjan yeterlidir.tabaklar ve bardaklar son derece temiz oluyor ve parlıyor,nefis kokuda cabası.Kullandığımız yağların Özelliklerinden dolayı deterjanımız aynı zamanda antibakteriyel ve anti virütik etkiyede sahip.
Elde Bulaşık Yıkamak İçin Deterjan Formülü
Malzemeler
Hazırlanışı: Kalıp sabunu rendeleyip suyun içine ekleyerek bir taşım kaynatıp karıştırarak eritiyoruz. Ãœzerine 1 kaşık boraks ve 1 kaşık karbonat ekleyip karıştırmaya devam ediyoruz. Bulaşık yıkarken süngere sürerek kÖpürterek kullanıyoruz.
Ay ben iyice delirdim 🙂
Sabah kadın programlarından birinde evde bulaşık makinesi tozu yapımı tarifi vardı. Ama ben tarifi alamadan program bitti. Bende araştırmaya başladım.
Barış’ın atopik ciltli olduğunu Öğrendiğimden beri zaten çamaşır makinesinde sabun tozu kullanıyordum. Bulaşık deterjanı yerinede arap sabunu. Ama Bulaşık makinesi için gene bildiğiniz markalardan vaz geçmemiştim. Aslında en Önemlisi o. Çünkü onunla yıkanan bulaşıkların üzerine direk yemek koyup yiyoruz. Yani direk vücudumuza sokuyoruz. Ve işte ev yapımı bulaşık makinesi detarjanı tarifi 🙂 İnternetten buldum. Bitki Cadısı’na çok teşekkürler. (http://bitkicadisi.blogspot.com/2008/10/bulak-makinas-iin-ev-yapm-deterjan.html)Â Ev yapımı elde yıkama deterjanıda yapacağım. Oda kolay.
1 Bardak boraks,
1 bardak yemek sodası (karbonat),
1/4 bardak tuz,
1/4+ bardak limon tuzu(citric asit)(iri kristalli değil toz şeklinde kullancaksınız),
30 damla limon,portakal,mandalina yağlarından biri veya 10 ar damla herbirinden.
Plastik bir kapta hepsini karıştırıyoruz,ancak burada size bir püf noktası sÖyliyeyim,hepsini birden karıştırırsanız topaklanma yapar, Önce tuz ve yağları iyice karıştırın ardından diğerlerini ekleyin. Yıkama başına 1 çorba kaşığı deterjan yeterlidir. tabaklar ve bardaklar son derece temiz oluyor ve parlıyor, nefis kokuda cabası. Kullandığımız yağların Özelliklerinden dolayı deterjanımız aynı zamanda antibakteriyel ve anti virütik etkiyede sahip.
Parlatıcı yerinede parlatıcı gÖzüne elma sirkesi konuyormuş.
Evde kefir yapma hayallerim başarı ile başladı 🙂 Başak arkadaşım sayesinde harika kefir tanesi buldum. Zaten yapımı çok kolay olan kefiri evde hemen yapıp Barış beye denettim. Sonuç muhteşem. Barış bayıla bayıla içiyor. Ben de 🙂
Kefir in faydaları:
daha uzayıp gidiyor ……
Muhabbetin başını hatırlamıyorum ama Barış ilk mesleğini seçti.
Muhabbet şÖyle
…..
– Ben Öğretmen olunca yapıcam
– Sen büyüyünce Öğretmen mi olacaksın ?
– Teacher teacher ( Bilmiş bilmiş beni düzeltti)
– Ay sen ingilizce Öğretmeni mi olacaksın
– Eveeettt
Bizimkine okulda verdikleri ingilizce baya işe yarıyor demekki. Bazen bilmediğim bir kaç kelime sÖylüyor. Bende yanlış sÖylüyor diyordum ama artık şüpheliyim fransızca mı acaba 🙂 İngilizce cevap veriyo bazen bize. Bu beni sevindiriyo. Çünkü ingilizceyi türkçe kadar rahat ve doğru sÖylüyor. Bazen ingilizce pop şarkılara eşlik ediyor. Hayretler içinde kalıyoruz.
Bu aralar bana bişeyler oldu. Barış’ın yediğine içtiğine fena takıldım. Evde ekmek yapma makinesi, yoğurt makinesi, katı meyve sıkacağı vardı. Şimdi bir de dondurma makinesi eklendi 🙂 Neden ? Çünkü anne kişisi paketlenmiş hiç bir şeye güvenemiyor artık. Çocuğu kazara yedi mi sanki zehir yiyormuş gibi hissediyor. Barış’ın yediği içtiği her şeyin arkasını okuyorum. Ve “okumaz olaydım” diyorum.  Kıvam arttırıcılar, aromalar, koruyucu maddeler, renklendiriciler, E bilmem kaçlar. İnanılmaz heşeyin içinde bunlar var. Çocuklar için hazırlandığı idda edilen herşeyde fazla fazla bunlardan var.  Dışarıda satılan, meyve suları,  yoğurtlar yoğurt değil, Süt desen UHT sütler için korkunç şeyler sÖyleniyor ( bakınız bu link http://webtv.hurriyet.com.tr/2/25865/19500863/1/canli-yayinda-buyuk-iddia.aspx ) Sebzeler, hormon ve kimyasal gübre ile büyütülüyorlar. Et ve tavuk desen korkunç, hayvanların büyütülmesinden, yemlemesine, hormonlardan antibiotiğine felaket durumda.
Peki ben neden bunlara bu kadar taktım ?
Barış doğduğu günden beri Atopik dermatit. Yani cildi aşırı hassas. Ben 3 senedir Barışın yediği içtiği şeylerle durumunun gerileyip ilerlediğine şahit oldum. Katkı maddeli yiyeceklerden yerse hemen kÖtüleşiyor. ( bakınız http://www.uzmantv.com/atopik-egzama-nasil-tedavi-edilir)Â Â Cildi ilk Önce pul pul, sonrada kabuk kabuk yara oluyor. Sadece cildide değil 1 hafta dikkat etmeyeyim sağlığıda kÖtüye gidiyor. Burun akmaları, Öksürük çoğalıyor. Bağışıklık sistemi zayıflıyor hemen.
ÇÖzüm ?
Ben kendimce “Barış kÖyde büyüseydi ne olurdu ? ” diye düşünüp hemen denedim. Çok şanslıyım ki Evrim arkadaşım sayesinde Hülya Sonugür gibi bir doktorumuz vardı. Barış 2,5 yaşına gelene kadar bizi bilinçlendirdi. Beslenme de yapılan yanlış ve doğruları bize anlattı. Katı gıdaya geçtiğimiz dÖnemlerde  http://www.ipekhanim.com ile tanıştık. Sebze, meyve, süt, yumurta, peynir, zeytin, kuruyemiş, baklagil  hepsini oradan alıyorum. Tarladan toplanıyor, sağılıyor hazırlanıyor ve 1 gün içinde acil kargo olarak evime geliyor.
Eğer etrafımda tavuk besleyen varsa tavuk alıyorum. Bu markettekiler gibi 20 dakka da pişmiyor. 1,5 saatte pişiyor. Ama suyu ve lezzeti çok farklı oluyor. Et ise kuzu eti alıyorum. Bulursam organik bulamazsam artık kasabın insafına sığınıyorum. Bunları hallettik süper oldu 🙂
Geldi pişirmesi ve yapımına. İşte yoğurtu, ekmeği, meyve suyunu ve dondurmayıda kendim yapınca Barış artık dışarıdan hiç birşey istemez oldu. Hatta çocukların bayılarak yediği çikolatalardan barış bir parça ısırıp “anne bunu al sonra yerim” diyip veriyor. Sebzelerden ıspanak hariç ( ki onu da okulda yiyormuş. evde bana naz yapıyor) hepsini hiç itirazsız hüpletiyor. Meyve desen zaten onsuz gün geçmiyor çünkü Barış eve gelir gelmez “anne elma” o yoksa “armut”, o yoksa muz, oda yoksa kırmızı biber, havuç şeklinde taleplerle başımın etini yiyor. Sabahları elinde kırmızı biber ile servise binen tek çocuk. Bu hapur hupur yedikçe Öğretmenleri hayretle bakıyorlar.  Bitki çaylarını şekersiz  içmeye alışkın. En fazla eğer acı olurs çay çay kaşığının ucu ile bal koyuyorum. Bayıla bayıla içiyor. Çünkü şeker tadına alışkın değil.  Bana gÖre ne kadar şeker verirsen çocuğa o kadar ister. Şeker dozu arttıkça daha da çok istemeye başlar. Bu aralar bir de kefire taktım kafayı. Eğer düzgün kefir tanesi bulursam evde kefir de yapmayı deneyeceğim. Çünkü müthiş faydalıymış.
Barışın ne tatlısı eksik oluyor, ne tuzlusu. Tek fark hepsi evde yapılıyor. Çikolata mı istedi keçi boynuzlu kurabiye geliyor ipek hanımdan ( benim yaptıklarımı beğenmedi de 🙂 Tadı aynen çikolatalı gibi. Nutella mı istedi tahin pekmez yeniyor. Cips mi istedi incecik kesilmiş patates kızartılıyor. Patlamış mısırıda ipek hanım dan alıp evde kendimiz yapıyoruz sıcak sıcak. Film izlerken yiyelim diye. Yani hiiç eksiğimiz yok fazlamız var.
Şimdi ben deli miyim ? Evet 🙂
Bunları yapmak zor mu ? Hem evet hem hayır. Çok zor değil. Sadece işten eve gelince biraz koşturuyorum ama en fazla 1 saat imi alıyor ekstra. Ya barış uyuyunca yapıyorum yada o oyun oynarken.
Yoruluyor muyum ? Evet ama buna değer. Barış az hasta olan sağlıklı hareketli bir çocuk. Bütün uğraşlarda bunun için. Sadece bugün ki sağlığı için değil. 20-30 sene sonraki sağlığı için bu yaptıklarım. Ben çok eminim ki 10 veya 20 sene sonra bu bütün yapay maddelerin hepsi yasaklanacak. Aynen sigara gibi. Eskiden doktorlar sigara Önerirmiş hastalarına. Ama şimdi sigaranın insanı Öldürdüğü çok net biliniyor. İşte bu bütün E bilmem kaçlarda bir süre sonra yasaklanacak. Ama malesef çok geç olacak.
Şimdi tüm bunları anlattım. Bana despot anne gÖzü ile bakıyor olabilirsiniz. Bakmayın 🙂 Çünkü bende haftada bir Barışa dışardan birşeyler yemesine izin veriyorum. Mesela arada çok az da olsa çikolata yiyor. Ben hiç bir zaman elinden bu yasak diye almadığım için cazip de kılmadım. Kendi iki ısırık alıp bırakıyor. Çünkü damak tatı ona alışık değil. Meyve suyu dışarda ikram edilirse içmesine izin veriyorum ama içim sızlayarak. Yasaklar onu daha cazip kılmasın diye. Pasta falanda yiyoruz. Hiç yiyip içmediği şeyler cola ve hamburger. Onları hiç ağzına bile sürdürtmedik şimdilik. İleride yediğinde de tadını beğeneceğini sanmıyorum. Çünkü biz hamburgerleri evde bol malzemeli ve güzel yapıyoruz. :))
Deli anne bunları niye mi yazdı ?
Çünkü dayanamayıp diğer annelerle car car konuşup deli damgası yiyorum sık sık. Ama ben deli değilim. Sadece oğlumu ççoooookk seviyorum .
Barış bugün ilk üçkaat denemesini yaptı
Konuyu açıyor “Benim suluğum canavarlı”
Asıl konuya geliyor “Berkenin kurbağalı suluğu var. Hem de yeşil. Çook güzel”
“Ama benimki bozuldu” Â eller iki yana açılıp ses inceltilip acındırma yapılır.Â
Vee sonuç Â “Öğretenimde beğenmemiş zaten bunu geri gÖtür, kurbağalısından al dedi”
Suluğunu aslında çok seviyor. ama anladığım kadarı ile Berkeninkini de çok beğenmiş. Suluk da hiç bir ağrıza yok. Ve Öğretmenide eminim bu konuda hiç konuşmadı. Bizimki direk senaryo yazarak bana kurbağalı suluk aldırma derdinde 🙂 Â O kadar başarılı bir senaryoyduki hemen koşup kurbağalı suluk alasım geldi. Ama sonra feci oyuna getirildiğimi anlayıp duruldum 🙂
Bir süredir iyi geceler Öpücüklerinden sonra yatırıp odadan çıkıyorum ve kendi kendine uyuyor. Ama bazı günler on kere yanına çağırıp ” yanıma otuurrr.” ” susadım” “masal oku” gibi bahanelerle çağırdığı da oluyor. Â Genelde uykusu gelmemişse yada o gün yeteri kadar kudurmamışsa bunu yapıyor. Â Geçen gün de Öyle bir gündü. Beni 10 kere yanına çağırdı. Her seferinde tamam aşkım uyu artık diyip üstünü Örtüp odadan çıkıyorum. 2 dakika sonra “anneeee geeelll” diye çağırıyor. Bir daha, bir daha artık sinirlendim ” ya yeter ne istiyosun oğlum” dedim sert bi sesle. Yatakta oturdu ellerini iki yana açtı ” yaaa çişim geldi yaaaa” dedi şikayet eder ses tonuyla. Yavrum meğer uyumaya çalışıyormuş ama çişi geldiği için uyuyamıyormuş. Ama kalkmakda istemiyor yataktan belki geçer diye bekledi her halde. Â Gittik çişimizi yaptık. Yattı ve uyudu direk 🙂 Ben onu gece yatırmadan Önce çişini soruyorum hatta oturtuyorum lazımlığa ama demek ki o gün unutmuşum 🙂