‘Günlük’ Kategorisinin Arşivi

Tekrar atopik dermatit

Ekim 31st, 2011

Barış bebekken oldukça hassastı ve atopik dermatit belirtileri sıklıkla yaşıyorduk. Pişik, kızarıklık, dÖküntü ve kaşıntı olarak çıkıyordu karşımıza. En çok da bacak ve kollarda. Barış büyüdükçe bu bulgular oldukça azaldı. Hatta yazın bir dÖnem tamamen kayboldu. Ancak bir aydır tekrar ortaya çıktılar. Sanırım bunun nedeni “Barış artık büyüdü, abur cubur yiyebilir”. diye düşünüp çikolata, süt, jelibon, sakız gibi maddeleri yemesine izin verdiğim için oldu. Bunları her gün verdiğimiz düşünmeyin. haftada en fazla 1-2 kere yiyor ondanda tabak tabak değil 2-3 tane.  Ama bu bile tekrar gece kaşıntıdan uyuyamama, kızarıklık ve deride kabuklanmaya neden oldu.  Şimdi “çocuk dediğin çikolata ister” diye içim sızlasada bir süre bu maddeleri keseceğiz. Hiç yememesini nasıl sağlayacağım bilmiyorum. Belki çikolata yerine keçi boynuzu, süt yerine meyve suyu (evde sıkılmış) , jelibon yerine de kurabiye yapabilirim evde.  Ama bunlara razı olacak mı bilemem 🙁  Merak edenler için ekte atopik dermatit ile ilgili bir kaç bilgi var. http://www.allerjim.com/ad_tetikleyenler.htm eskiden bunların hepsine dikkat ediyordum. Şimdi tekrar başlayacağız mebcuren. Çünkü sadece cildi değil, kulaklar ve burunda bundan oldukç aetkileniyor. Kulağın içide kuruyup kulakta kaşıntı ve rahatsızlık yapıyor, burunda da hassasiyet ve kanamaya neden oluyor. İlaçsız ve mümkün olduğu kadar doğal yollarla çÖzmeye çalışıyoruz evde. Eğer bu kurallara uyarsa kısa sürede düzelecek diye umuyorum. Bu arada eski doktorumuz Hülya Sonugür ü de çok arıyoruz :((

Atopik dermatik için bizim evde uyguladığımız yÖnetemler.

1- Beslenmesinde katkı maddesi olan yiyeceklerden uzak durulması gerekiyor. Bir de inek sütü, yumurta, soya, buğday, domates, balık ve fındık-fıstık gibi çerezler dahada arttırıyormuş.

2- Çamaşırları sabun tozu ile yıkanıp iki durulama yapılacak. Yumuşatıcı kullanılmayacak.

3- Haftada 2 veya 3 kere banyo yapılacak. Sıcak veya soğuk değil 35 derece gibi ılık bir suyla. Sabun kullanılmayacak. Sadece mustelanın atopik cilt için Özel olan banyo kÖpüğü. Oda her yıkamada değil. haftada bir. Diğer yıkama duru su ile sadece gereken bÖlgelere kÖpük uygulayarak. Eski doktorumuz mustelayı da istemiyor sadece iyi kalite zeytinyağlı sabun diyordu. Ama o Barışın cildine dokundu. Bu yüzden mustela kÖpüğe geçtik.

4- Banyodan sonra “Balmandol Banyo yağı ” ile masaj yapılacak. Bu yeni doktorumuzun tavsiyesi. Eski doktorumuzsa daha Önceden ısıtılıp asiti giderilmi zeytin yağı ile masaj yapın diyor. Bana da bu daha mantıklı geliyor. Çünkü Balmandol da bitkisel ağırlıklı ama içinde genede koruyucu var.

Bir de yazın cildinin iyiye gitmesini biraz da açık kıyafetlere ve deniz suyuna borçlu olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü terlemiyor ve deniz suyu ile derisi besleniyordu.

 

Posted in  Günlük   Tekrar atopik dermatit için yorumlar kapalı

pizza ülkesi

Ekim 31st, 2011

Dün arkadaşımız Orkun YılgÖr bize Tiyatro Akla Kara dan  “pizza ülkesi” oyunu için davetiye ayarladı.  Bizde kalktık hazırlandık gittik baba, anne ve oğul olarak. Biz kendimizi ” pek de eğlenmeyeceğiz ama Barış tiyatrodan keyif alsın yeterki” diye hazırlamıştık. Ama hiç de Öyle olmadı. Ailecek kakara kikiri izledik oyunu. Soğanın çok ağlayan bir karakter olması, biberin sivri olması, domatesin de çok neşeli biri olması çok eğlendirdi bizi. Oyuncular, müzik danslar ve verdiği mesajlar çok güzeldi. Barış baştan sona çok keyif aldı. 2 perdelik oyunda ara verilince “aa niye gittilerrr” dedi. “geri gelecekler oğlum. çiş molası ” diyince tamam dedi. Oyun sonunda hepimizden çok alkışladı 🙂 “bebek mısıyy çok tatlııı” diye de diğer seyircilerle fikir paylaşımında bulundu :))

E tabi oyundan sonrada pizza yemeye gittik kadıkÖyde. 3-11 yaş arası çocuğu olan herkeze tavsiye ederim. Tiyatroyu sevdirmek için çok güzel bir oyun.

http://www.facebook.com/pages/Tiyatro-Akla-Kara/199988886727951?sk=wall

Posted in  Günlük   1 Comment »

Temizlik hastası

Ekim 19th, 2011

Bu aralar Barış beyde bir temizlik takıntısıdır gidiyor. Her eve gelişte “ellerimi yıkıycam” diyip tuvalete koşuyor. Yediği bir şey koltuğa düşse bile ” pislendi mi ? yiyim mi” diye soruyor. Kaşındığı için bacaklarına mustela sürdüm dün. Ellerini hiç bir yere sürmeyip “pis olduuuuu ellerimm” diye dolandı evde. Yediği şeyleride dikkatlice inceliyo pis mi temiz mi diye. Akşam yatmadan Öncede kendi kendine gitti banyoya “dişlerimi fırçalıycam ben” dedi. Ellerini yıkasın dişini fırçalasın tabi ne güzel ama bizim evde hiç de titiz olunmaz. Yani bizden gÖrmediği kesin. Her halde okulda drama dersinde falan Öğrendi bunları. Hem hoşuma gidiyor hemde azıcık pasaklı bir anne olarak tırsıyorum. Hayırlısı bakalım :))

Posted in  Günlük   Temizlik hastası için yorumlar kapalı

4 Ekim

Ekim 5th, 2011

Geçen hafta Barış ın anaokulu müdüresi 4 Ekim Hayvan hakları gününde okulda sunum yapmak isteyip istemeyeceğimi sordu. Ben de seve seve kabul ettim. Pazartesi gece Barış uyuyunca ekteki dosyaları hazırladım. Çocuklara gÖrsel olarak birşeyleri anlatırsam daha çok akıllarında kalır diye düşündüm. Dün bu dÖkümanları ve melo hanımı da yanıma alarak saat 15:30 da okula gittim. Tam 6 sınıfta ayrı ayrı sunum yaptım. Hem çok eğlenceli hemde çok yorucuydu. Bıcır bıcır çocuklar sorular soruyor arada bir şeyler anlatmaya çalışıyorlardı. Sunumu en fazla 10 dk tuttup sonra hayvanları severken nelere dikkat etmeliyizi anlatıp sıra ile melo kızımı sevmelerine izin verdim. Okulda 80 den fazla çocuk var sadece 1 tanesi hariç hepsi gelip meloyu sevdi. Büyük bir kısmı ilk defa bir kediye dokunuyorlardı. Çok hoşlarına gitti. Sırayı bozup tekrar tekrar Öne geçip sevdiler.

Barış 2. girdiğim sınıftaydı. Beni gÖrünce “Bu benim anneeemmm” diye güldü. Geldi Öptü sonra arkadaşlarının yanına oturdu tekrar. En uslu sınıf Barışın sınıfıydı. ( Hayret 🙂 10 yerden bitme, bücür 🙂 pür dikkat beni dinlediler. Sonra Barış arkadaşlarına meloyu nasıl sevmeleri gerektiğini gÖsterdi ustalıkla. “Bu benim kedimm” dedi. ama kıskanmadı sevmelerini seyretti. Sonraki sınıflarda Barışı da yanıma alarak gezdim. Çünkü Barış benden ayrılmak istemedi. Oda benim konu mankenim oldu. “KÖpeklerin kafasını işte bÖyle yavaş yavaş sevmeliyiz” derken bana kÖpek yavrusu rolünde yardım etti :)) Öğretmenleri ile kıkırdadık bizde.

Her şey çok güzeldi bir tek şey hariç. Öğretmenlerden 2 tanesi hariç hepsi melodan korktu. Hatta son girdiğim sınıftaki Öğretmen çocuklara çok kÖtü Örnek oldu. Melonun kafesinin kapağını iyi kapatamamışım. Tam ben çocuklara nasıl sevmeliyizi anlatırken kafesten kafasını çıkardı. Öğretmen çığlığı bastı ve ayağa kalkıp geri sıçradı. E tabi çocuklarda onu gÖrüp korktular. Ben zorla sınıfı sakinleştirdim. Sarışın bir kız çocuğu Öğretmen bu tepkiyi verirken tam yanındaydı. İşte bir tek o kız meloyu sevemedi. çok korktu. Ben Öğretmeni çok ciddi fırçaladım. ” Sen çocuklara Örnek olacağın yerde, bağırıp çığlık atıyorsun. Yanlış mesaj verdin korkuttun çocukları” dedim. Hanım efendi kızdı bana bÖyle dedim yiye. “Korkmadım ben.” diye kendini savundu. Olayı uzatmadım ama en kısa zamanda müdüre hanımla konuşacağım. Çünkü bu çocuklar geziye gidiyorlar Öğretmenleri ile.  Gezi sırasında bir kedi yada kÖpek gÖrse çocukları koruyacağına en Önde o kaçıp kargaşa yaratacak. Zaten onun sınıfı en sÖz dinlemeyen karmaşık sınıftı. Demekki Öğretmen olarak da iyi değil. Allahtan 5-6 yaş sınıfı. Bizimkinin sınıfı ve diğer sınıflarda bir düzen ve disiplin vardı. Öğretmenler çocukları sandalyelerinde tutabildiler. Benim sÖzümü kestikleri zaman ” Önce dinleyip sonra el kaldırıp soru soruyoruz ” diye yÖnlendirdiler.

Okulun içinde genel bir neşe ve düzen hakimde buda çok hoşuma gitti. Okulu doğru seçtiğimi daha bir anladım. İçim rahatladı

Posted in  Günlük   4 Ekim için yorumlar kapalı

Babama yastık çizz

Eylül 29th, 2011

Geçen hafta 3 gece üst üste yatağını ıslattığı ve gündüzde çok sık tuvaletini kaçırdığı için biraz endişelenmiştim. Çünkü tuvalet eğitimine başladığımızdan beri gece hiç yatağa kaçırmamıştı. Bu durum psikolojik diye düşünüp okulun pedegogu ile gÖrüşme ayarladım dün. Birde Barış’ın Öğretmenleri salı günü gündüz çiş kaçırma ve tuvalete yapmayı reddettiği için Bahar hanımla (pedegog) konuşsanız fena olmaz demişlerdi. Bende çarşamba sabahtan gittim okula. Bahar hanımla Önce uzun bir konuşma yaptık. Biraz Barış’dan bahsettim. Genelde nasıl olduğundan, babamızın bu aralar biraz yoğun çalışması gerektiğinden ve aslında Yıldıray’ın oldukça ilgili bir baba olduğundan konuştuk. Sonra ben işe gittim. Bahar hanım gün içinde Barış’ı gÖzlemledi. Sonra 1,5 saat kadar sohbet edip resimler yapmışlar. Henüz Barış resim çizemediği için “ben yüzü çizdim barış ağzı tamamladı” dedi. Resimlere baktığımda bütün kafalar gülüyordu. Beni, yıldıray’ı falan hep gülüyor çizmiş. Birde çizgi çizmiş bunların arkasına. Bahar hanım sorunca da ” bu yol, annem bu yoldan gelecek beni alacak” demiş. Bir de “yastık çiz babama” demiş ısrarla. “Neden ?” diye soruncada “babam hep uyuyor.” demiş 🙂 Haftasonları baba yorgun olduğu için zor uyanıyor. Barış baya bir uğraşıyor onu yataktan kaldırmak için. Sanırım bu yüzden yastık istemiş babasına 🙂
Birde gülen, üzgün ve sinirli yüzler çizmiş bahar hanım. Bunlar kim diye sormuş. Barış gülen yüzü gÖsterip ” Bu benim” demiş. Ãœzgün yüzü gÖsterip ” buda Öğretmenim, ben annemi istiyorum deyince üzülüyor” demiş.

Sonuç olarak Bahar hanım sÖyle dedi “Barış’ın genel durumunda büyütülecek bir şey yok. Gayet uyumlu ve güler yüzlü bir çocuk. Çok da dikkatli. SÖylediğim her şeyi dikkatle dinliyor. Hayal gücü de çok yüksek. Çok güzel oyun kuruyor oyuncaklarla. Ancak bu aralar hayatında olan bir takım değişiklikler onu biraz zorluyor. Tuvalet sorunu ve okula gelmek istememesi bu yüzden. Siz evde daha çok zaman geçirin. Alıştığı ortamda kendini güvende hissetsin. Babası ile sık sık telefonla konuşsun. Babası onu çok sevdiğini çok Özlediğini sık sık sÖylesin. Durumu açıklasın. bu aralar sıkı çalışması gerektiğini ama bu onu çok sevdiği gerçeğini değiştirmediğini açık açık sÖylesin. Bu duruma alışacaktır Barış merak etmeyin. Aslında anne baba ve çocuk üçgenini çok güzel oturtmuşsunuz. Barış size ve babasına eşit yakınlıkta. Bu da aslında bizim psikolojide arzuladığımız bir durum. Babasını bu kadar Özlemesi de bu yüzden.” dedi. Ben “Yıldıray sabahları 1 saat erken kalkıp onunla oynarsa daha iyi olacaktır her halde” deyince kesinlikle evet” dedi.

Posted in  Günlük   Babama yastık çizz için yorumlar kapalı

ilk iki tekerlekli bisiklet

Eylül 12th, 2011

Ben zaten aylardır 2 tekerlekli bisiklet hayalleri kuruyordum oğlum için. Çünkü ne zaman bisiklet gÖrse koşup üstüne atlıyordu bizimki.  Biz de dün Barış beyin bayram harçlıkları ile gidip güzel bir bisiklet aldık.  Daha bisiklete binmeden koşup ona uygun kaskıda Barış bey kendisi seçti taktı kafaya. İlk Pedal çevirme denemelerinde biraz zorlandı. Hep pedala ya çok aşağıda yada çok yukarıdayken bastığı için bisiklet hareket etmeyince sinirlendi. Ama 15 dakika çalıştıktan sonra baya güzel kullanmaya başladı.  Hatta site içi turları atarken yokuşlardan frene basarak inmeyi bile becerdi. İlk yokuş tecrubesinde azıcık hızlanınca elleri sıkı sıkı gidonda “anneee, babaaa” diye panikledi. Yıldo freni bir kere gÖsterdi ” bak hızlanınca frene basarsan durur” diye. Beyfendi ondan sonra eller hep frenin üstünde kullanmaya başladı 🙂 Şimdilik yan tekerlekleri çıkarmadık. Biraz pedal çevirmede iyice ustalaşsın ondan sonra ilk iş onları çıkaracağım. Daha şimdiden pedalda zorlanırsa ayağa kalkıp basmaya başladı. Bakalım ileride ne gibi akrobasiler yapacak 🙂

Bisiklette tek sevmediğim Özellik çok ağır oluşu. Bütün çocuk bisikletleri çok ağır. Bunun nedenini bilmiyorum. Denge için daha iyi olabilir ama bizim indirip kaldırmamız için pek hoş değil. Ama napalım üzümün çÖpü diycez artık 🙂

 

Posted in  Günlük   ilk iki tekerlekli bisiklet için yorumlar kapalı

İlk sinema

Eylül 5th, 2011

 Barış bir süredir evde DVD izlemeye bayılır oldu. Favori bir kaç filmi var. Monsters inc. ( Barış’ın deyimi ile patates adam ve canavar), Madagaskar 1 ve 2 (Barış ilk filme aslan alex, 2. sine bebek aslan diyor) BU filmleri en az 10 kere izledik birlikte. Bir ara hergün açtırıyordu bana. Biz de buna dayanarak acaba filme gidebilir mi diye düşünmeye başladık. Daha 3 yaşına bile girmediği için aslında sinemaya almayabilirlerdi. Bir de ses ve karanlıktan korkar mı diye düşünüyorduk. Cuma günü babamız işe gidince Barış beyle ikimiz ikea meydana gittik gezmeye. Akşam babamız geç geleceğini sÖyleyince, bende de koşturmaktan pil bittiği için “acaba filme gidebilir miyiz” diye düşünmeye başladım. Barışa laf olsun diye sordum “şirinlere gidelim mi ?” diye. SÖylemez olaydım. tutturdu film izleyelim diye. Gittim kasadaki çocukla konuştum. “ses çok yüksek mi ? çok reklam var mı ?” falan diye. Kasiyer “sesten korkabilir” dedi. ben tam vazgeçecekken, arkadaki bir kadın “gidin bence hiç bir şey olmaz. benim çocuklarımda bu kadar küçükler ve biz gittik. çok eğlendiler” diyince cesaret buldum. kapıya en yakın biletleri aldım. BÖylece en ufak bir korku belirtisinde kaçabilecektik. Daha salona girmeden barış bey patlamış mısır istedi. koca bir paket aldık girdik.

Çok az reklam verdiler gerçekten ve ses de sanırım çocuk filmi olduğu için gayet alçaktı. İlk yarıyı benim kucağımda izledi. Sonra film ara verince ” aaa niye bittiii” dedi. ben “Sen çiş yap gel diye ara verdiler. seni bekleyecekler” dedim. koşa koşa gittik çişimizi yaptık geldik. Bu sefer koltuğa oturdu. mısırın geri kalanını da çatır çutur yiyerek gerisinide seyretti. aralarda yüksek sesle konuşup bana bişeyler sordu. Kikirdeye kikirdeye seyrettik. En komik şeyde reklamlar sırasında “şu an ne yapıyorsunuz” diye soruyordu reklamdaki adam. Barış ” ben mısır yiyorum annem de oturuyor ” diye adama cevap verdi :))

Film den çıktığımızda babası bizi karşıladı. Babasına ” şimdi arabalar a gidelim. en sevdiğim arabalaaaaarr” diyordu 🙂 E artık onada gidicez bi ara mecbur.

Posted in  Günlük   İlk sinema için yorumlar kapalı

Palyaço

Ağustos 15th, 2011

Barış beyin Palyaço fobisi var. Palyaçolardan korkuyor. Okulda da doğum günlerinde palyaço geldiği için artık korkmaması için onların sadece makyaj yapmış insanlar olduğunu anlatmak için evde palyaço olduk. İşe yaradı 🙂 Pek sevdi Barış bey. Tamda biz yüzümüzü boyadıktan sonra çin malı yüz boyalarında ağır metal olduğunu Öğrendik. Ama biz allahtan kaliteli ve iyi bir markadan almıştık boyalarımızı.

Posted in  Günlük   Palyaço için yorumlar kapalı

ilk iş günü

Temmuz 18th, 2011

3 sene aradan sonra tekrar iş hayatına dÖndüm. saat 10:00- 15:30 arası çalışabiliyorum ancak. Ama olsun genede güzel bir duygu geri dÖnmek. Sanki hiç ara vermemişim gibi hissediyorum. Bir de sabah beni barış ” Gelsene bi” diyip yanına çağırdı tam giderken. ” Yanağımı okşayıp ” çok güzelsin ayooll” dedi. Süper bir başlangıç oldu güne :))

Kader ablası ile evde şu an. Bakalım birazdan çıkıp eve gideceğim. Artık ne kadar çıldırtı ablasına gÖreceğiz 🙂

Posted in  Günlük   ilk iş günü için yorumlar kapalı

Tuvalet raporu

Haziran 17th, 2011

Barış bey sanırım lazımlığa oturmaktan sıkılmaya başladı. Yaklaşık 2 haftadır kakasını sÖylemiyor. Çişi ise çok sıkıştığı zaman son anda sÖylüyor. Kaka mevzunu sadece sabah kalkınca ve akşam yaptığı için çok sorun olmuyor. Popoyu tutmaya başlayınca anlayıp soruyorum ozaman “kakam geldi” diyor. Ama bazen onu da sÖylemeyip altına yaptığı oluyor. Çiş de de ben iyice tecrübelendim. Pipiyi tutmaya başlayıp sağa sola sallanmaya başladı mı tamam. Hemen gidiyoruz lazımlığa. Ama kreşte benim kadar dikkatli olamıyorlar her gün. Bazı gün hiç üstüne yapmamış bazı günde 2 kere altına kaçırmış geliyor eve.

Bunlar sanırım normal şeyler. Hava sıcak olduğu için altına yapmanın onu çok rahatsız etmediğini düşünüyorum. Bu yüzden de eğer eğlenceli birşeyler yapıyorsa lazımlığa gitmeye üşeniyor. Zamanla buda düzelecek. Biz bol bol don ve pantalon kolleksiyonu yaptık tabi bu arada 🙂

Posted in  Günlük   Tuvalet raporu için yorumlar kapalı